17 Ekim 2016 Pazartesi

Bi' Kitap: Momo/Michael Ende

    Yanlış hatırlamıyorsam dört kez okudum Momo’yu, kendime aitken okuyabilmek sonuncusunda nasip oldu. Her okuyuşumda araya en az bir sene girmişti ve her okuyuşumda daha farklı gibiydi. Belki de büyüdüğümden? Son zamanlarda ‘ruhu büyüyüp çocuk oldu’ diye bir şey takıldı aklıma. Acep mümkün müdür?



    Momo, ya da zaman hırsızlarının ve çalınmış zamanı insanlara geri getiren çocuğun tuhaf öyküsü…

    Kimdir Momo? Küçük ve tuhaf bir kız çocuğu. Nereden gelmiş? Bilinmez. Ama o eski tiyatro yıkıntısını evi bellemiş. Kaç yaşında? Bakınca yaşının sekiz mi yoksa oniki mi olduğuna karar verilemez. Momo’ya sorsak? Belki yüz, ya da yüz iki? Bildiği kadarıyla o hep vardı… Dış görünüşünü sormayın, önemli mi? Küçük, tuhaf bir kız çocuğu işte.

    Ama Momo’da, kimselerde olmayan bir yetenek var; dinlemek. Bakan körler varsa, duyan sağırlar da vardır elbet. ‘Momo ise karşısındakileri aptal insanların bile aklına parlak düşünceler getirtecek şekilde dinlerdi.’ Tabii, siz “Git bir Momo’ya uğra!” deyişinden habersizsiniz değil mi? Hiçbir şey söylemese bile, o kocaman gözlerini açarak karşısındakini dikkatle dinlediğinde, tüm düğümler bir bir çözülürdü adeta.

    Fakat her mutlu öyküde, toprağın altında çimlenip gün yüzüne çıkmayı bekleyen acılar vardır, çünkü gerçeği yansıtır hikayeler. Ve duman adamlar, yavaş yavaş zehirlemeye başlar şehri. Henüz Momo’nun yaşadığı yere ulaşmamış olsa da, fazla vakit almayacaktır.

    Bugün tasarruf ettiğin zamanlarını ileride daha mutlu, daha güzel, hayallerindeki gibi bir gelecek inşaa etmek için kullanabilme düşüncesi ilk bakışta kime cazip gelmez ki? Zaman nasıl tasarruf edilir ki? Tasarruf adı altında hayatını güzel kılan tüm o küçük şeyleri kenara itince, aslında yapmakta olduğunun yaşamak değil de yalnızca ömür tüketmek olduğunu fark etmesi bir insanın, ne kadar uzun sürer?

    Peki ya zamanı gerçekten tasarruf etmek mümkün müdür, ölçmeye bile muvaffak olamadığımız zamanın ellerimizden kayıp gitmesini engellemek, nasıl imkânlar dâhilinde olabilir? Koskoca bir insan topluluğunun bomboş vaatlerle kandırılması… Sadece çocuklar bunun farkında, ama çocuklarını dinleyecek kadar bile zamanı yok yetişkinlerin, onlara daha iyi bir gelecek sunmak için zamandan tasarruf etmek zorundalar çünkü.

    ‘Oysa zaman yaşamın kendisiydi. Ve yaşamın yeri yürekti…’
Share:

14 yorum :

  1. yine o kadar güzel anlatmışsın ki yaaa. bi deee "ruhu büyüyüp çocuk oldu" ne güzel bi söz ama yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Di mi di mi, geçen otobüste bi' şarkı sözünü hatırlamaya çalışırken aklıma geldi, çok hoşuma gitti^^

      Sil
    2. bak bikaç gün önce yaptığım " en sevdiğim 15 kitap" mimi var bi onu deneee zor gelmezseee :)

      Sil
    3. Ya sen hep eski mimlerini siliyorsun,sonra ben yapabileceğim mim bulamıyorum :D hiçbir zaman en sevdiğim şeyi belirleyebilemedim ben >_<

      Sil
    4. tamam bak ben sana uygun mim bulcam bugünlerde tamam mııı :)

      Sil
    5. Yes sir! Bekleyrum efenim:D

      Sil
  2. Ruhum büyüdü mü bilmem ama yaş olarak büyüyen ben çocuk olmaya başladım sanırım , belki de çocukken büyük gibi davrandığım içinde olabilir bak :) Anlatımına gerçekten bayılıyorum bu arada :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben her yaşımda çocuk gibi davranmakla beraber bu zamanlarda bebeliğimden daha çocuk gibi davrandığımı fark ediyorum :D Teşekkür ederim <3

      Sil
  3. amaniiin sen elini kesme deeee tamam mıııı bişi kesmeeee. nası gidiyoooo okul dersler hayat filan şirineeeee :)

    YanıtlaSil
  4. Bu kitabı gecen aylarda okuduğumda bubkadar geç okuduğum için yakınmıştım kendi kendime. Gerçekten 4 kez okunmayı da hakeden bir kitap. İyi okumalar

    YanıtlaSil
  5. Momodan iyisi Bitmeyecek Öyküdür Fasulye Bak ben yazdım :) Güzel paylaşım olmuş

    YanıtlaSil

Bu bloğun tüm hakları pamuğa ekilmiş bir fasulye tohumunun içinde saklıdır. Blogger tarafından desteklenmektedir.