19 Ocak 2017 Perşembe

Küçük Kavanozlar

           

   Ne nazım, ne nesir olabilmiş garip bir şey bu. Pek güzel de değil aslında ama defterimin bir köşesinde boynu bükük kalmasın, sonuçta en güzele ulaşma yolunda atılan adımlardan değil mi bu da? Hem bence çok sevimli bir şey oldu. O halde siz okuyun, ben yine gevezeliğe başlıyorum…



Yolum çok uzun dostlar, oyalanacak vakit yok
Kaf dağının ardından geliyorum
Demir asa, demir çarıkla çıkmıştım yola
Şimdi paramparçalar, görüyorsun ya
Geçtiğim yerlerin tozuna bulanmış ayaklarım
Fazla bir şeyim yok yanımda
Bir bez çantam var, bir de ben işte
Azığımı doldurduğum kavanozları koydum çantama
Hafif gözüküyorlar aslında ama
En çok onlar çökertiyor omuzlarımı
Çanta boşaldıkça azalması gerekmez mi yükümün?
Oysa her adımda daha da ağırlaşıyor adeta
Bu yükün altında eziliyorum
'Bir el atan, yardım eden çıkmaz mı' deme
Çıkmıyor işte
İnsanlar görüyorum
Kocaman kayalar yüklenmişler sırtlarına
Bir işe yaramayacak, biliyorlar
Boncuk boncuk terleyerek tırmanıyorlar sarp yokuşları
Hâlbuki hepsini atsalar sırtlarından
Tüy gibi hafif olacaklar
Ama atmıyorlar
'Sen de çok şey yüklenmişsin' deme
Boşuna değil bu küçük kavanozlar
Azığımı doldurdum içlerine
Birinde gülüşleri var çocukların
Birinde kuş cıvıltıları
Ankalar kanat çırpınca oluşan
Tatlı esintiyi de almıştım
Şunlardan birinin içinde olacak
Kiminde de güzel kokular var mesela
Soğuk kış gecelerinde
Çıtırdayarak yanan odunların üstünde közlenen
O nefis kestaneler gibi
Yahut ekmekten artan paralarla aldığımız
Rengârenk emziklerin şekerli kokusu
Hiçbirini unutmadım
Gecenin lacivertinden bir parça
Yüzümüzü nereye çevirsek
Orada beliren yıldızlardan birkaç tane
Biraz ateş böceği ışıltısı
Ayazda insanın içini ısıtan
Tarçınlı saleplerin
Dilin ucunda bıraktığı tatlı yanıklar
Martı çığlıkları
Fayton çıngırakları
Kara tahtaya çizdiğimiz resimlerden kalan
Tebeşir tozları
Kaybedecek zamanım yok,
Boşa atacak tek bir adımım...
Yapılacak çok şey var
Kaf dağının ardından çıktım yola
Çok şey almadım, yalnızca bir bez çanta
Azığımı doldurduğum küçük kavanozlarım
Uzak diyarlara gidiyorum, yolum uzun
Yıldızlarını kaybetmiş çocuklar var
Semaları maviye muhtaç çocuklar
Gecelerine bomba sesleri dolan çocuklar
Umut bekleyen çocuklar var
Kaf dağının ardından
Onları seven kardeşlerinin düşlerini götürüyorum
Yolum uzun
Yüküm ağır
Ruhum yorgun

Ve ben yürüyorum...


Share:

6 yorum :

  1. Durumu hemen el atıyorum, el atan çıkmaz deme sakın Fasulye! :)

    YanıtlaSil
  2. ah yaaa işte sen çok çok iyi yazmışsın ama ki ne kadar masum ve iyi kalpli :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sana da bi' kavanoz peri tozu getirdim deep, tarçın aromalı :D

      Sil
  3. Merhabalar, kendinize haksızlık etmeyin çok güzel olmuş, hiç bir kalem boynu bükük kalmamalı, kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil

Bu bloğun tüm hakları pamuğa ekilmiş bir fasulye tohumunun içinde saklıdır. Blogger tarafından desteklenmektedir.