26 Şubat 2017 Pazar

Fasulye Yeniden Sahalarda

   Upuzuuuun bir zamandır yoktum buralarda. Neden derseniz, çok meşgul falan değildim. Tamam, başımda epey sorumluluk var ama hala dizi izleyebiliyorsam bloğa neden giremeyeyim ki? Çünkü bilgisayar annem ve kardeşimin tekelindeydi! Hatta sırf bu satırları yazabilmek için sabah namazından sonra uyumadım…

   Peki onca zamandır neler yapıyorum? Unuttum… Aslında buraya gelmeden önce aklımda anlatacak çok şey vardı ama çoğunu unutuvermişim.



   Hatırladıklarımdan başlayacak olursak… Alan seçimlerimi yaptım! Bazılarınız biliyordur, lise ikideyim, seneye alanlara ayrılıyorum. Seneye alanlara ayrılıyorum? Mitoz bölünmeyle çoğalıp her bir parçamı farklı alana gönderiyorum arkadaşlar, cümlemden ulaşabildiğim sonuç bu. Tam ben cümleyi sorgularken arkadan MFÖ, Ali Desidero çalıyordu, tam da şu sözler: “İlginç bir psikoloji, bir felsefe; idiotloji!” Durumumu açıklamaya yeter sanırım…



   Peki ya ben ne seçtim? Dil bölümü! Seneyi iple çekiyorum zira bu sene sadece haftada iki saat İngilizce dersim var, yazık bana…

   Dün arkadaşımla Beyazıt Kütüphanesi’ne gittik, ilk gidişimdi ve kütüphaneci olmaya karar verdim. Harika bir yerdi!



   Ama önce giderken yaptığım bir delilikten bahsetmek istiyorum. Marmaray’dan çıkışta, upuzun ve sonu gözükmeyen yürüyen merdivenler var, yukarıya doğru çıkıyor. Peki ben ne yaptım? Yürümeyen merdivenleri kullandım.(Yine aynısını dediler: “İlginç bir psikoloji, bir felsefe; idiotloji!”) Ama bir sorun nasıl… Beni durdurmaya çalışan arkadaşımı dinlemeyip, hem yarış yaparım yürüyen merdivenle diyerek koşar adım çıkıyordum başta. Sonra yavaş yavaş yürümeye döndü. Yarısında falan bacaklarım ağırlaşmış, soluğum tıkanmıştı. Başta hangi akla hizmet koşup nefesimi tükettiysem... Bir süre sonra çölde su arayan insanlar gibi(ben filmlerin yalancısıyım) neredeyse sürünerek çıkmaya başladım. Yukarı çıkabilmeyi başardığımda ölmüş, bitmiş, tükenmiş haldeydim ama oturacak bir yer bulabilmek için önce o upuzun merdivenlerden birkaç tane daha çıkmam, tabii ki bu sefer ben değil merdiven yürüdü, Cağaloğlu yokuşunu tırmanmam gerekti. Yine olsa yine yapar mıyım? Bu sefer nefesimi düzgün kullanıp kendimi yormamak kaydıyla evet!



   Sonra Beyazıt Kütüphanesi’ne geldik. Kütüphanenin içinde kitap taraması yapılan bilgisayarlar var. Biz iki arkadaş masum masum o bilgisayarların yanına gittik ama dokunmatik olduklarını öğrenene kadar epey ter döktük… İnsan bir açıklama falan koyar yahu, kaç saat uğraştık!



   Kütüphaneye arkadaşımın ödev araştırması için gitmiştik ve ben onu beklerken oturup çok merak ettiğim bir çocuk kitabını okudum, harikaydı! Herkes sessizce çalışırken benim arada ses çıkarmamaya çalışarak gülmem de harikaydı tabii.



   Aklıma anlatacak hiçbir şey gelmiyor buraya yazmadığım sürece yaptıklarımla alakalı… Hafızam güncellenmiş ve her şey gitmiş gibi hissediyorum. Bu da burada bitsin o zaman.


   Selametle…
Share:

13 yorum :

  1. Bi reset atsan daha da bomba gibi gelceksin sanirim fasulye 😃

    Sen yaz ya arada bir patlat esprilerini yetio bize haha 😃

    Hadi hayrli olsun alan secimin.Birde büyük bir cesaret işlemişsin merdivenden çıkarak hayatta yapamam 40 dan sonra tık diye giderdim heralde 😃

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nisan'a kadar epey dolu olacağım galiba, sonrasında sınav haftası geleceğinden ödev falan vermezler :D

      Sil
  2. hoşgeldin hoşgeldin hoşgeldin fasülyeee. :) :) bende dil bölümünü seçmiştim 10. sınıfta bana onu hatırlattı yazdıkalrın. bölümün hayırlı uğurluolsun :) pişman olmayacağından eminim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayısal seçenler "Dil ne ya, asıl zor iş bizimkisi" diyor. Bazı hocalar bile dil seçmenin vasıfsız öğrencilere(o neyse öyle) yakışacağını düşünüyor. O yüzden böyle yorumlar çikolata gibi :D

      Sil
    2. Yahu sen o saçmalıkları dinleme. Bize de diyen oldu kolaya kaçtığın için seçtin yoksa ingilizceti bir insan nasıl o kadar sevebilir ki diye ama anlayamazlar boşver o yüzden :)

      Sil
  3. gülerek okudum sağol...
    çok oluyor ilginç psikoloji diyeceğimiz şeyler.....

    YanıtlaSil
  4. Mitöz bölünme kısmına gelince kıkırdadım baya kendimi tutmasam kahkaha atardım ama bütün ev uyuyor :D ben de hep merdivenleri yürürüm bu yüzden herkes asansörden korktuğumu sanıyor ama sağlık için ben yürüyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden asansörle yarış yapardım :D Bir de okulun kantini en alt sınıfımız en üst katta olunca(arda 5 kat var) merdivenlerle epey haşır neşirim :D

      Sil
  5. ayyyyy şirin fasulyeeee dil alanı hayırlı olsuuun :)

    YanıtlaSil

Bu bloğun tüm hakları pamuğa ekilmiş bir fasulye tohumunun içinde saklıdır. Blogger tarafından desteklenmektedir.